bir dost sofrası...

Geçtiğimiz haftasonu Kaya Ailesinin evine davetliydik. Özlediğimiz arkadaş ortamı, nefis yemekler, keyifli sohbetler derken çok güzel bir akşam oldu... Şenaycığımın bizim için hazırladığı şık sofrayala başladım yazıma.... menüde neler mi vardı... öncelikle lezzetli naneli mercimek çorbası...ana yemek olarak fırında ızgara çipura... zeytinyağlı sarma, pancar salatası, havuç-turp-k.lahana üçlemesi, yeşil salata, köz kırmızı biber, fırında kaşarlı mantar ve kremalı patates... hepsi birbirinden lezzetli olan sofrada hangisinden başlayacağımızı bilemedik... hepsini afiyetle yedik... benim tabağımdan bir kare alabildim sadece, tek tek görüntüleme şansım olmadı, saat ilerlemişti herkes çok acıkmıştı hemen yemeğe daldık...

 bu da hoş insanlardan oluşan o akşama dair bir kare... aa unutmadan belirtmek isterim yemeğin üzerine Zeynep'in hazırlamış olduğu incirli tatlıya bayıldık. kuru inciri hiç sevmeyen bir insan olarak bu hafif tatlıya ve özellikle üzerindeki kremaya bayıldım... ne yazıkki onun da fotosunu çekememişim. Ama yanılmıyorsam sevgili Fatoşça tadların geçen yarışmada 2.lik aldığı tarifi uygulamış, hemen tarifini istedim kendisinden...

"incirli pasta keki için: 7 tane kuru incir 1 su bardağı ceviz 3 yumurta 1 su bardagı un 1 pk. kabartma tozu yumurtaları çırp un ve kabartma tozunu ekle karışıma minik dogranmış incirleri ve cevizleri ekle yaglanmış kare borcama dök 170 derecede 13/15 dk gibi pişir Şurup: 1 su bardağı su yarım su bardağı şeker kaynat içine 1 yemek kaşıgı nescafe koy kek ılık şurup kaynar olacak KREMA: 1 kilo süt 2yemek kaşığı nişasta 1 yemek kaşığı un 5 yemek kaşıgı şeker kaynat muhallebi kıvamına gelince 50 gr tereyagı ekle altını kapa karıştırarak soğut soguduktan sonra içine 1 paket kremşantiyi toz olarak içine dök ve çıtır kekin üzerine kremayı dök ve bol kakao serp.."

dedi en kısa zamanda bu tarifi uygulayacağım... artık o zaman sizlerle fotosunu da paylaşırım...

yepyeni tariflerle sizlerle...

geçen cumartesi cankuşlarımızdan güler ve barış balkonda yemeğe davetlilerdi. çoktandır denemek istediğim tariflerim birikmişti ve iki kişi olunca yiyemeyeceğimizi düşündüğüm tariflerdi hepsi.yabancı olmadıkları için kendilerini denek olarak da kullanabilecektim tabii... derken kolları sıvadım başladım hazırlıklara...

ve yaz soframız karşınızda....

 

kornişonlu kısır

sofra dergisinin son sayısındaki kornişonlu kısırdan yaptım bir çay bardağı ince bulgur ölçüsü ile...

içerisine normal salatalık yerine kornişon doğruyoruz, bir de bizimkiler domatesi ıslattığı için sevmiyorlar içerisinde o nedenle kuru kıvamı tutturmak için domatessiz yaptım cherry ile süsledim...

enginar beğendili volovan

bu tarifi çok beğendiğim Sakız Enginar sitesinden aldım.

tarif için tıklayın

çok başarılı oldu, sıcak servis edilirse daha güzel ama ılık da fena olmuyor...

kuru fasulye köftesi

yine severek takip ettiğim bloglardan olan umut sepetinde gördüğüm, plaki için niyetlendiğim ve fazla haşladığım iri kurufasulyelerimi değerlendirmek için hemen hatırladığımbir tarif tık tık

fritözde kızartmanızı öneriyorum, aksi takdirde yağ çekebilir gibi geldi bana

bu ikramı çay saatinde kahvaltıda günün her saatinde tüketebilirsiniz, hoş bir ara sıcak olarak karşınızda

süslü patlıcan dilimleri

hayatın tatlarında görüp çok beğendiğim bir tarif bu da. kesinlikle süzme yoğurt kullanın, o bile içerisine salatalık eklenince hafif sulandığı için dağılma tehlikesi büyük. kızartmadan patlıcanı hoş bir meze olarak sunabileceğimiz bir tarif tık tık

peynirli kabak sandal

bu benim daha önceden bildiğim yaptığım bir lezzet, ama çoktandır yapmamıştım. önce kabakları yumuşayana kadar haşlayıp ortalarını oyuyoruz. ve diğer tarafta ezine peyniri (lor da olabilir) biraz kaşar, bir yumurta ve kabaiber-kuru nane eklemesi ile karıştırıp oyduğumuz kabakların içine doldurup fırınlıyoruz, 10-15dk hazır oluyor, sıcak ya da ılık servisi ideal...

yufkaya sarılı rulo köfte

bu ödüllü yemeklerden biriymiş, okuduğum yorumlarda da yapan tüm bayanların eşleri çok beğenmiş, o zaman bir de bizimkiler üzerinde deneyelim dedim:) bizim beyler de çok beğendiler, hatta bunun beyti gibi sarımsaklı yoğurt ve sos dökülmüş halini de en kısa zamanda denemeye karar verdik, resmen fırında bir kebap lezzeti...

antep fıstığının vermiş olduğu tat bambaşka, ben evde ceviz olmadığı için tam ölü anteple yaptım müthiş oldu,

bir dahaki sefere ikisinden de eklemek istiyorum

tatif için tık tık pls

balkonda balık sofrası

balıklar itina ile temizlenir, limon, zeytinyağı, tane karabiber ve defne yaprağı ile soslanır. gezmeye giderken mahalledeki balık pişiricisine bırakılır. pazar gezmeslerimizin bitmesine yakın balıkçı aranır ve atıver bizimkileri mangala denir... eve gelip acilen palıcan közlenip meze yapılır, kırmızı köz biber çıkartılır, yeşil salata yapılır. bu sırada balık pişiricisi kapıyı çalar ve sofra tamamlanmış olur...

misafirimiz hasan lavaşı sevr diye kocacık bir de gelirken lavaş alır, ama balığın lavaşla sunumu oldukça abes olur, tekrarlanmaması kararlaştırılır:)

dostumuz ahmetin 2. doğum günü yemeği "oğlak tandır"

oğlak tandırın baş konuğumuz olduğu ahmetin yengesinin evindeyiz

zeytinyağlı enginar

pazardan alırken enginarı çok iyi seçmek gerekiyor, en güzeli de urla taraflarının enginarı oluyor bence.
bir de taze olan kısımlarını bırakırsak daha lezzetli oluyor. çanak haline getirdiğimizde önemli bir kısmını atmış oluyoruz, şekilde görüldüğü gibi pişirilirse ve saplarını da soyup ilave edersek daha lezzetli olabiliyor. bir de işin yeni bir sırrını öğrendim, onu paylaşayım sizlerle, pişmeye yakın taze soğanları serçe parmağımız boyunda kesip tencereye ilave edip limon sıkmak... tabii bir de kısık ateşte pişirmek her zamanki gibi...

oğlak tandır, bezelyeli köfteli pilav ve el açması su böreği 

burada da oğlağın çok taze olması ve yavaş ateşte ağır ağır çok uzun süre pişmesi tandırın tam kıvamını almasını sağlıyor