10 Şubat 2008 Pazar

ARTIK BENİ BULAMAZSINIZ Kİ
masanın altına girip,
örtüsünü de iyice aşağı indirip,
tüm koşuşturmacalar dan,
kaygılardan,
benlik savaşlarından,
unutuluşlardan,ayarttıklarını;
yoldan çıkardıklarını ülke fethetmiş gibi
ballandıra ballandıra anlatanlardan,
yaptığım her şeyi,
yediğim her naneyi açıklamamı beklemekten çekinmeyenlerden,
sürekli aynı soruları soranlardan,
sürekli kendilerini haklı bulmamı bekleyenlerden,
ona yada karşıya ama muhakkak birine taraf olmamı bekleyenlerden,
kaçıp saklanmak istiyorum..
kimse bulamasın beni,
kimse kimseye söylemesin yerimi.
sanki bi yarıştaymışım gibi hissetmemi sağlayanlar,
hayatın daima;'koparmak','yırtmak' olduğuna inananlar,
hayranları bitmeyenler.
beğense de beğenmese de bundan bahsedenler,
bulmasınlar beni..
bi demlik çayla(yanında isteğe göre tatlı;))sevdiklerim gelsin.
hayatın başka iklimlerinin de olduğunu bilenler gelsin
gelince yüreğimi kara kışlarda üşütecekler değil,
yanlarında mor pembe beyaz baharlar taşıyanlar gelsin.
düştüğüme üzüldüğü kadar,
ayağa kalkıp yükseldiğime,
bir arpa boyundan fazlaca yol aldığıma sevinebilecekler gelsin.
düştüğümde elini uzatabildiği gibi,bir şey başardığımda da elimi yine dostça sıkabilecekler yüreğime yüreği gibi bakabilecekler,gelsin..
sevecek birini bulunca dostlarını unutmayanlar gelsin.
daha ötesi yormasın daha fazla kalbimi,
aldıkları daha yetmedi mi?
bi süre kaçıp saklansam,
belki hepimiz için daha iyi..
kahve molasından yine hoş bi yazı...

Hiç yorum yok: