10 Mayıs 2007 Perşembe

Tekrarlar bozar mı aşkın büyüsünü? Sevda sözleri dökülünce dudaktan, yazıldığı zaman satırlara, kaybeder mi değerini? Sana bunca büyük bir sevda büyütmüşken; çığlık çığlığa haykırmak isterken, şehrin caddelerini "SENİ SEVİYORUM" cümlesiyle inletmek isterken susmalı mıyım?

Bıkar mı insanlar gerçekten sevgiden? Ben hiç o bıkkınlığı yaşamadım, yaşamadım... Kimse beni zamanında sevmeyi başaramadı. Hep yanlış zamanlarda, geç kalınmış bir telaşla sevdiler beni. Kaybettiğinde değeri anlaşılan bir varlık oldum hep değer verdiklerim için... Kırıldıktan sonra toplamaya çalıştılar hep beni. Kırıldıktan sonra da sevilmek artık onarmıyor kalbi...

Sen ne olur bıktıracağını düşündüğün noktaya kadar zamanında sev beni... Korkma! Öyle açım ki sevdaya; bıkmam ben... Ama sen önceden doymuşsan, sevilmişsen gereken zamanlarda, kırılmamış bir aşkla, haddinden fazla ve beni boğar bunca cümle, söz, bunca değer dersen de söyle bunu bana...O zaman kendi içime haykırır yüreğim sevdasını. Bu isteğinde haklılık payın yüksektir elbette...

Çünkü kadınlar sevgisini hep zamanında, bazen haddinden fazla gösterirler. Erkekler şımarır, erken doyar sevdaya... Oysa kadınlar için iş daha zordur. Erkekler cimridir sevgilerini göstermekte, sözcüklere dökmekte... Yani kadınlar biraz daha doyumsuzdur bu yüzden sevdaya, aşka, güzel cümlelerin, hülyalı bakışların efsununa...

Sen bıktıracağını düşündüğün noktaya kadar sev beni... Ben öyle açım ki bakışlarındaki aşka, dudaklarındaki cümlelere ve yüreğindekilere... Mahrum bırakma beni... Biliyorum seviyorsun beni... Ama söylenmedikçe sözler, ifadeye dönüşmedikçe tavır kimse birşey anlamaz bu işten... O yüzden dök bana yüreğindeki taşları, sevdaya dönüşen efsun dolu haykırışları...

"Solmaz Akça" yazmış kahve molasında okudum bayıldım...

Hiç yorum yok: