20 Haziran 2007 Çarşamba

bir şeyler bekliyorsan...


Bir şeyler bekliyorsan…
Hiç gelmeyeceğini bilerek bekleyeceksin onu.
Hiç hayal etmeden hep yanında olduğunu düşünerek.
Ara sıra, belki bir gün diye başlayacak sözlerin.
Ara sıra olur ya aklından çıkartacaksın iki dakikalığına.
Ama yinede bekleyeceksin.
Hemde öyle gelir falan diye değil.
Hiç gelmeyeceğini bilerek.
Sonra o mısır püsküllerinin döküldüğü sokaklar gelecek aklına.
Sonra onunla yürüdüğün patikalar.
Onu dinlediğin sessiz gölgeler.
Onunla her attığın adımın sesi inleyecek kulaklarında.
Sen yinede bekleyeceksin.
Kafana koymuşsun bir kere.
İnat etmişsin yokluğuna.
Unutmak mesele olmuş.
Unutmamak ise en büyük umudun.
Bekle de dur.
Bir gün hiç ummadığın bir zarf alacaksın eline.
Bir gün bir postacı kapıyı çalacak.
Bir gün bugünleri de görmek varmış diyeceksin.
Ama eline aldığın zarfta seni bekleten hiçbir yazı göremeyeceksin.
Sen yinede bekleyeceksin.
Sabah gazeteleri aldığında onu beklediğini bilerek demleyeceksin çayı.
Onun gelmeyeceğini bilerek karıştıracaksın sayfalarını gazetelerin.
Onun gelmeyeceğini bilerek bir yudumda yarılayacaksın çayı.
Ama sen yinede bekleyeceksin.Sigaranın bittiğini bile duymayacak o.
Sesinin kısıldığını görmeyecek.
Gözlerindeki yaşını hissetmeyecek belki.
Belki senin bu kışı kötü geçirdiğini anlatmayacak ona kimse.
Belki ilaçlarını unuttuğunu düşünmeyecek.
İşten çıkartıldığını,
Bir meydanda öylece elinde simitle haykırdığını,
Gömleğinin yakasının kirlendiğini bilmeyecek.
Ama sen yine bekleyeceksin...

Kahve Molasında okuduğum yazının bir kısmını koyuyorum baya uzun bi yazı ama çok da anlamlı, güsel yazmış İlker Özlük.

Hiç yorum yok: