22 Mart 2007 Perşembe

BAHAR GELDİ HOŞ GELDİ...


Öyle ki ben güneş ışığına bağlı yaşıyorum. Sabah uyanır uyanmaz ilk yaptığım iş, perdenin kenarından gökyüzüne bakmaktır. Eğer hava bulutsuz ve açıksa ne ala, hele hele güneş de gül yüzünü göstermişse birazcık değmeyin keyfime artık. Güneş ışığı değer değmez tenime endorfin salgılamaya başlıyorum. İçim içime sığmaz oluyor, aşık olmanın ilk evrelerine benzer coşkunluklar yaşıyorum içimde. Güneş demek; piknik demek, deniz demek, yüzmek demek, aşık olmak, beste yapmak, seyahate çıkmak, güneşlenmek, rengarenk ve tiril tiril giyinmek demek, sabah akşam alınan bol şarkılı duşlar demek, mangal demek, açık hava sinemaları, bronz bir ten, açık ayakkabılar demek, deniz kenarında çıplak ayakla yapılan yürüyüşler demek. Kısaca bana yaşam keyfi veren her şey demek. Benim kadar, güneşi mutlu ruh halinizin öznesi haline getirmeyin tabi. Gerçekten zor oluyor. Her mevsimin kendine göre zevkleri, yaşantıları var mutlaka ama biraz da yaz çocuğu olmamın da etkisiyle sanırım güneşin cömertçe varlığını hissettirdiği mevsimlerde; yaşadığımı daha çok hissediyorum...
Beğenenler için yazının devamı

Hiç yorum yok: